Damar ve Ağır Sözler

Ağır Damar Sözler

Damar ve Ağır Sözler: Bu sayfada damar sözler, ağır sözler, damar güzel sözler, ağır anlamlı sözler, damar aşk sözler, ağır özlü sözler ve damar etkileyici sözler indirebilir sosyal ağlarda paylaşabilirsiniz.

Damar ve Ağır Sözler

Çıkartın sigaraları, bu gece hayal kuracağız!

Beni aşka öyle aç bıraktın ki, yokluğunda kendi duygularımı katık yapıp yedim. Şimdi bir garibim sevdanın yolunda, durağım belli değil, gideceğim yer belli değil.

Hayatı yaşayamam diye korkacağına, hayat akıp giderken sızıntı yapan yeri bul ve durdur zamanı. İçinde bulunduğun anı yaşamayacaksan, ne anlamı kalır ki nefes almanın.

Üzüleceğinizi bile bile üstünüze gelenleri affetmeyin. Bilerek kendinden güçsüzü ezenler, ezilmeyi hak ederler.

Çektiğini acı sanıyorsan, bir de anasız babasız büyümeye çalışan çocuklara bak. Allaha nankörlük etme, bu haline şükret evlat.

Beni en çok terkedilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.

Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.

Ben düşüncülerimi diğer insanların fikrini değiştirecek diye paylaşmam. Ben düşüncelerimi benim gibi düşünen insanlarla yalnız olmadıklarını bilmeleri için paylaşırım.

Size sıradan biriymiş gibi davranan hiç kimseyi sevmeyin.

Ne bileyim be sevgili… Öyle güzel baktın ki gözlerime, sevmek değil ölmek geldi içimden.

Ne yaptıysam seni unutamadım…

Biz ne günler gördük reis ne kavgalar verdik reis, gelen vurdu yıkılmadık, bu da geçer değil koca reis…

Kahpeliğin okulu yok ama mezunu çok.

İnsanlar seninle konuşmayı bıraktığında, arkandan konuşmaya başlarlar…

Erkek adamda herkes gibi hata yapar ancak asla ama asla yamuk yapmaz.

Unutulmak kadar acıdır bazen yaşamak.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.

Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.

Oyun bitti perde kapandı gerçek hayata hoş geldin.

Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…

Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.

İstersem çare, istemezsem bahane bulurum. Sen rahat ol!

Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.

Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.

Ve sonra anlıyorsun. Hiç kimsenin hiçbir şeye değmediğini…

Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!

Yıkılan sadece hayallerim, kişiliğim ve karakterim değil…

Çok güzel gülen insanlar var; içleri paramparça!

Ayakta kalmasını bilen insanlar için, kaybetmek büyük bir mesele değildir.

Canı yanmış insanlar tehlikelidir. Nasıl savaşacaklarını öğrenmişlerdir.

Umudun rengi siyah olunca, kör olmamak elde değil.

Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.

Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.

Varsın olmasın hayatta her istediğimiz, Biz olana “Elhamdülillah”, olmayana da “Eyvallah” demesini biliriz.

İki şey yıkar insanı; dostundan gelen ihanet, düşmanından gelen merhamet!

Bir kere düşsem, iki kere kalkarım. Herkes rahatına baksın!

Düşerken iki şeyi asla unutma: kimin seni ittiğini ve kimin seni tutmadığını. Ayağa tekrar kalkınca lazım olacak.

Kurulu bir düzenim olsun isterken, meğer ne çok dağılmışım ben!

İçiniz kahpelik, dışınız sahtelik!

Vazgeçmek yok güzel insan! Bak Allah var, umut var…

Olursa olur, olmazsa bir sigara daha yakarız.

Sakat ol, topal ol, sağır ol, duygusuz ol, hissiz ol, lal ol, kör ol… Ama asla “ŞEREFSİZ” olma!

Düşene tekme atmak bize yakışmaz. Kalkınca hesaplaşırız.

Ne kadar gülersen gül, mutsuzsan annen gözlerinden anlar.

İçime attıklarım benden daha ağır.

Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.

Akşam olunca sadece havalar kararmıyor.

Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.

Sakın ümidini kesenlerden olma…

Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…

“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…

Nasıl gülebilir insan, şans bile yüzüne ağlarken…

Benim aklıma gelip başkasına gittin.

Geçen gün arkadaşlar meyhaneye gitti.GAM’sız almadılar.

Bazen insan öyle delice sever ki, yalan olsa inanır, yılan olsa sarılır…

Güldün… Ve benimde hikayem başladı…

İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?

Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be olum.

Sizin geçtiğiniz yollardan biz vazgeçeli çok oldu.

O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…

Kalbime binlerce kez bıçak saplamışsın ama birini çekip çıkarsa affedeceğim…

Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde… Ne yaptıysam seni unutamadım.

Sevdanı bulutların üzerine yazmışsın. Yağmur olarak dökülüyor gözlerimden.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.

Ruh; her zaman kendini nasıl iyileştireceğini bilir. Esas zorluk zihni susturmaktır.

Seni seviyorum diyen sözlere değil, senin için ağlayan gözlere inanın.

Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsınızdır.

Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatandır. Unutma.

Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.

Ne bileyim be sevgili. Öyle güzel baktın ki gözlerime. Sevmek değil ölmek geldi içimden.

Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.

İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanda yanlış kişilerle doldurmaktır. Charles Bukowski

Ekmeğime hoşça kal sürdün ya sen, ben şimdi ‘aşk’ karınla; sana, ne şiirler yazarım.

Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?

Hiç içmemeliydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözüm oIsun, ne olacaksa oIsun… Ben sana yanarken, kim bilir sen nerelerde üşüyorsun.

Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.

Çok pahalısın ulan mutluluk. O kadar param yok.

Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.

Ve şükür. Tefekküre duran derviş gibi narin… Sızı ince, yara derin.

Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.

“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsındır.

İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.

Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.

Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.

Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.

Gidene üzülme, sevse gitmezdi. Gelene sevinme, o da başkasından geldi.

Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.

Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.

Mevzu derin, sana aşığım.

Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.

Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.

Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.

Sen benim en güzel hislerimsin.

Özlemek denmez buna bunun adı yangın.

Oksijeni bilmem ama kokun şart.

İnsanlar kırmızı gülerin peşinden koşarken altında ezdikleri papatyaların farkına bile varmazlar.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.

Ne bileyim be sevgili. Öyle güzel baktın ki gözlerime. Sevmek değil ölmek geldi içimden.

Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.

İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır. Charles Bukowski

Gerçek şu ki; hayallerimizdeki insanların hayallerindeki insanlar değiliz.

Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.

Cesaret illa kükremek değildir. Bazen, gün biterken, usulca “Yarın yeniden deneyeceğim” demektir.

Bazen doğru olanı yapmak için, en çok istediklerimizden vazgeçmememiz gerekir. Hayallerimizden bile.

Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.

Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.

Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim.Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…

Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.

Misafirin çocuğu gibiydin. Geldin, dağıttın ve gittin.

Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.

Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersende gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…

Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; Çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok… -Can Yücel

Barışalımmı +Hayır -Neden +Sen hiç kırık bardaktan su içtin mi? -Peki sen hiç bardak kırık diye sudan vazgeçtin mi?

Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.

Cinayet saati neredeydin diye sorarlarsa unutma ‘gidiyordum’ diyeceksin.

Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı Sorun yok ben zaten hiç kırmızıda durmadım..!!

Kırılan sigaradan duman gelmiyorsa, kırılmış kalpten de sevgi bekleme…

Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.

Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.

Mevla’m görelim neyler. Neylerse güzel eyler.

Acıt beni gerçekle ama asla rahatlatma yalanla.

Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır

İsyanım yanışıma ölüm bile susuyor ardına dönüp giden sen misin a kadın gururum yere düşer yeter ki bak yüzüme üstüme basıp geçme yar.

İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.

Gözlerinin ‘kahve’sinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına ‘sen’de kalayım!

Ne kadar unuttum desemde onu görünce herşey yalan oluyormuş.

Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.

Seni içimde yaşatmak için kimleri öldürdüm bi bilsenn…

Ben genelde sırılsıklam aşık oluyorum, ama bir de bakıyorum ki bu aşkta ıslanan yine sadece ben oluyorum.

Gözlerine baktıkça ağlasa da gözlerim, ağlamak için de olsa gözlerini özledim.

Zehir olsa içerim ellerinden, yalan olsa çeker giderim nefretimden, ellerinle al sevgini pas tutmuş şu kalbimden..

Ne sevene düşmanım ne sevdiğime pişmanım seninle olmak varken sensizliğe isyanım ölümüne isyan!

Paraya güvenme, kadına güvenme.. İkisine de sahip olursan ,kendine güvenme…

Gel neredeysen gel yapamıyorum. Gel ayna da kendime bakamıyorum!

Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.

Yıllar geçse geri dönmem seni sevemem artık. Unut gitsin her şey bitti beni bekleme artık!

Efkarıma bir el uzat, özlemekten yorgun düştüm!

Ellerin merhametin memleketidir, avuçlarına sığınan yarsız yurtsuz mülteciyim sevgili!

Ben maziyi unuttum hatırlatma bir daha; aşkı gömdüm içime sende sakla toprağa!

Seni unutmak için ettiğim yeminlerin sayısını unuttum; seni unutamadım!

Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim.

Her gelen kalbimi yerlere çaldı; her aşk’tan içimde bir acı kaldı!

Birlikte geçiremediğimiz her gün ayrı bir müebbet gönlümde.

Anlayan yok sözlerimden, uyku firar gözlerimden.

ardan adam olur, senden adam olmaz.

Senin söylediklerinden şiir yazılır benim söylediklerimden destan yazılır.

Aramızda bir harfin lafımı olur sevgilim ha gittin ha ittin.

En zoru da ne biliyor musun? Sen sevmeyi bense unutmayı başkalarından öğreneceğiz.

Sensiz her gece üzülüyorum ama her gecenin sonu sabah biliyorum…

Yüreğime Saplanmis Bir Kurşunsun Sen ömür boyu acitacaksin…

Adına “sen” dediğim hayallerimin baharında, yaprak dökümüne şahit oldu harabe gönlüm…

Bi körün bi sağıra “çok güzelsin” demesi gibi aşk.

Gözümü boyamaya çalışma olum, benim dünyam zaten rengarenk.

Kafamda bitenlerin geri dönüşü yok.

Mutsuz değilim.. Mutlu da değilim … “Hissizim”.

Şu çivisi çıkmış dünyada duvara astığım en güzel resimsin.

En iyi ilaç ellerindi.

Cevabımın şiddetinden susuyorum!

‘UNUT’ demekten daha büyük bir küfür yoktur benim yüreğimin lugatında.

Ne kadar seviyorsun dersen; O kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin.

Bir hasret kadar uzak olsan da bir nefes kadar yakınsın yüreğime ömrüme ömür katan yarim.

Sevdiğin kadar sevilirsin diyen şaire sesleniyorum; çok hayal kuruyorsun be usta.

O okumadığı için yazmıyorum.

Benim sana anlatacak kelimelerim bitti feda ettiğim gençliğim gibi.

Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.

Şairlerde bizim gibi aslında onlar yaşadıklarını kağıtlara, biz ise sokaklara döktük.

Biz içtiklerimizin değil sevdiklerimizin sarhoşuyuz.

Damar ve ağır resimli sözler

Ağır Damar Sözler
Ağır Damar Sözler
Ağır Damar Sözler
Ağır Damar Sözler
Ağır Damar Sözler
Ağır Damar Sözler
Ağır Damar Sözler
Ağır Damar Sözler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz